24 Ekim 2010 Pazar

Rijkaard - Hagi - Servet

Frank Rijkaard, küme düşen takımın başından dünya devi Barcelona'ya getirildiğinde büyük yaygara kopmuştu. José Mourinho, onun için futbolculuk kariyene bir şey diyemem ama teknik direktörlük kariyeri koca bir hiç demişti.Aradan zaman geçti, Frank Rijkaard, Barcelona taraftarının aklındaki soru işaretlerini aldı, yerine bir başkalarını koydu. Sistem oturtmada sürekli sorun yaşadı. Yalnız sorunlarla boğuşurken, yeni yıldızlar kazandırdı takıma. Edgar Davids Barça'ya onun zamanında gelmişti. Messi, onun zamanında çıktı. Giovanni Dos Santos'u ilk defa o zamanlar duyduk.

Frank Rijkaard, klasik 4-3-3 de denedi takımına 4-2-3-1 de. Bir türlü tam olarak istediğini yapamadı. Ama bunlar olurken, total futbol devrimi yapma derdinde değildi. Zaten yapılmış bir şeyi sürdürülebilir yapma derdindeydi.



Barça'da 2 La Liga, Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu ve 1 Süper kupa kazanan Frank, takımdaki son zamanlarında bazı futbolcularla sorun yaşamıştı. Ronaldinho bu sorun yaşanılan futbolcuların başında geliyordu.
Ayrıca takım o kadar çok bireysel yıldızlardan kuruluydu ki, her bir oyuncu ayrı ayrı röportaj veriyor, reklam çekimlerine gidiyordu. Zaten kampa karşı olan Rijkaard, takıma doğru düzgün antreman yaptıramıyordu.

Frank Rijkaard gitti. Eski futbolcuları, Pep Guardiola takımın başına geçtiğinde Ronaldinho, Deco takımdan gönderilmişti. Ronaldinho, Milan'a, Deco, Chelsea'ye...
Takımdaki kangrenler kesip atılmış, yeni iskelet genç oyuncular üzerine kurulmuştu. Pep geldiğinde, takım sezonda 6 da 6 yaptı.


Frank, 1 sene teknik direktörlük yapmadı. Daha uzun bir süre de kafa dinlemek istediğini söylüyordu. Gelen tekliflere hangi klüpten gelirse gelsin, nazikçe reddediyordu. Bir gün, uzun saçlı bir adam ne yaptı ne etti Frank Rijkaard'ı ikna etti.

Haberi Türkiye'ye geldiğinde Galatasaray camiası bayram içindeydi. Türk taraftarlar Galatasaray artık Barcelona olur diyorlardı. Oldu, ama umdukları gibi değil.

Tarih tekerrürden ibaret derler ya, ha işte; Frank'i istifa ettiren Ronaldinho; reenkarnasyona uğramış adı Servet olmuştu. O gidince yerine klübün içinden biri Pep gelmişti. Şimdi Galatasaray'ın başına klubün içinden biri geldi Hagi.

Merakla bekleniyor lig arası. Hagi takımdan kangren dediklerimizi kesip atacak mıydı?
Galatasaray gerçekten Barcelona olacak mıydı?

1 yorum:

  1. Süper bir Yazi olmus, ama fark var dedigin gibi. Frankin dedikleri hep yapildi Barcelona da, Galatasaray da birisi bile yapilmadi.

    O kangrenleri secip attiran yoldu, bizde ise bu kangrenler yillardir TD degistiren oldur lar, bir sene Hasan Sas, obür sene Hakan Sükür ondan sonra Servet filan, bizde hep böyle devam eder, tek Galatasaray da degil, bütün Türkiyede öyle, cünkü Türkler, yabancilara Gicik, neden bilinmez... ama bir nefret var.

    YanıtlaSil